Dünden bugüne Beyoğlu
- 30-04-2021 10:34
- 745
- Vizyondakiler
Beyoğlu... Beyoğlu… "Karşı yaka", "öte" anlamına gelen eski adıyla "Pera"… Orta Çağ’dan günümüze, tarihi yarımadanın ve Haliç'in karşısında gelişen; geçmişin izlerinin, dokusunun ve kozmopolit yaşam biçimlerinin ışıl ışıl renkleri ile sokaklara taştığı bir kültür mirası. Yaşamın 24 saatlik bir devinim halinde durmaksızın aktığı Beyoğlu; yüzyıllar boyu, haklı ve gururlu bir şekilde “İstanbul’un Kalbi”, “Batı’ya açılan kapısı” unvanını taşımış; asaletinden ödün vermemiş bir semt. İlk kez Türkler tarafından kullanılan “Beyoğlu” adının kaynağına yönelik bugün pek çok rivayet bulunuyor. İlki; Osmanlı Padişahı II. Mehmed döneminde, Trabzon İmparatorluğu Prensi Aleksios Komnenos'un İslamiyeti kabul ederek bu bölgeye yerleşmesi; ikincisi ise Padişah I. Süleyman döneminin Venedik elçisi Andrea Gritti'nin, Rum bir kadınla evlenmesi sonucunda dünyaya gelen oğlu Luigi Gritti'nin Taksim dolaylarında bir konakta oturması. “Beyoğlu” adı üzerine söylenmiş bu iki rivayet, dilden dile kulaktan kulağa 20. yüzyıla kadar aktarılıyor. 1925 yılında Pera adı resmi yazışmalardan çıkarılıyor ve Beyoğlu ismi kullanılmaya başlıyor. Beyoğlu’nun meşhur Taksim Meydanı’nın isminin de ilginç bir öyküsü var. Osmanlı döneminde, civar semtlere su dağıtmak için şu an Taksim Meydanı olarak bulunan bölgede bir su deposu yapılıyor. Depolanan suyunu “dağıtmak”, yani “taksim etmek” için küçük bir yapı, yani “maksem” oluşturuluyor. Meydan adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun "taksim edildiği" işte bu Taksim Maksemi'nden alıyor. Kağıthane, Şişli ve Beşiktaş ilçelerine komşu, doğusunda İstanbul Boğazı, güneyinde ve batısında Haliç ile çevrelenmiş olan Beyoğlu bugün, Türkiye’nin en renkli ve en ünlü caddesine sahip. Günde 2 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği İstiklal Caddesi; her dilden, her dinden ve ırktan yerli olduğu kadar yabancı turistlerin de uğrak yeri, tarihi gezilerin vazgeçilmez mekanı. Kültür sanat aktiviteleri için sayısız alternatif sunan, günün her saati hareketli, bir o kadar da renk cümbüşlerine sahip cadde; turistler için ayrı bir cazibe merkezi. Beyoğlu’nun tartışmasız can damarı olan caddenin belki de en önemli simgesinin; Taksim Meydanı’ndan Tünel’e kadar uzanan nostaljik tramvay olduğunun da altının çizilmesi gerekiyor. Kültür merkezleri ve tiyatroların yanı sıra Beyoğlu; Rahmi Koç Müzesi, Resim-Heykel Müzesi, Masumiyet Müzesi, 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, İstanbul Modern, Arter, Galata Kulesi ve Pera başta olmak üzere 30’a yakın müzesi ile adeta bir “Müze Kent”. Yeni dönemde Beyoğlu, Sadberk Hanım Müzesi ve Kadın Müzesi’ne de ev sahipliği yapacak.